Neler Yaptım? -I
Bölüm 1: İş Kurmak
Geçtiğimiz iki ay boyunca neler yaptığıma dair bir yazı paylaşıyorum. Hadi başlayalım.
Öncelikle geçtiğimiz iki aydan kastımız hangi aylar? Temmuz ve Ağustos. Peki öncesinde neden böyle bir durum olmadı neden şimdi böyle bir yazı yazıyorum?
İki aydan önceki bir altı aylık süreç sonrası gelişen bir durum bu aslında. Bu geçmiş iki aydan önceki altı ayda bir insan ne yapabilir? Özellikle ülkemizde zorunlu bir görev var. Nedir? Askerlik. Evet askere gittim. Eğitimimi, yaşımı, işimi merak eden düşünenler olacaktır. Merak eden arkadaşlar için Linkedin.
Devam edelim. İnsan askerde çok farklı şeyler yaşıyor. Farklı düşüncelere yol alıyor. Askere gidipte dönenler bilir mi diyelim? Neyse. Bu konuyu uzatmadan iki aya gelelim.
Öncelikle bu iki aylık süreçte kendimi tamamen geliştirmeye verdim diyebilirim. İnsan uzun süre gündeminden uzak kalınca bir açlık hissediyor. Resmen sağa sola saldırdım. Bu saldırma bilgi amaçlı. Yeni neler olmuş bitmiş, piyasada neler oluyor?
Ben teknoloji alanında kendimi geliştirmeye çalışan birisiyim. Teknoloji tam doğru kelime mi inceleyelim. Teknolojiden kastım donanımsal açıdan değil tam olarak. Genellikle yazılım teknolojileri. Bilim de takip ederim. Startupları, sosyal medyayı tabi her ne kadar kullanmıyor görünsemde. Kitapları, dergileri yani alanımla alakalı bana kaynak olabilecek ne varsa.
İşten başlayalım. Evet askere gitmeden önce bir işim vardı halende var ama şu şekilde. Kendi işletmemiz var kitap ve kırtasiye üzerine. 2013’ten beri burada çalışıyorum. Aynı zamanda üniversiteye de başlamıştım.
Yaş ilerliyor fikirler gelişiyor büyüyor. Farklı alanlarda eğitimler alıyorsunuz. Çok fazla insana hizmet etmiş oluyorsunuz ve farklı dallarda kafalarda insanlar ile bir arada oluyorsunuz. Kitap ve kırtasiye işi sizi insanın temeline dokunan bir yere getiriyor.
Öğrenciler, veliler, öğretmenler, pazarlamacılar, yayınevleri, idari yönetimler ve hatta yerel yönetim ilişkileri.
Bunların hepsi insanı bir sürece sokuyor akıp gidiyorsunuz. İşin içindeyken zaman akıyor gidiyor. Arada yapmak istediklerinizi ne kadar yapabilirseniz.
Eğitiminiz devam eder etmez, fikirleriniz, projeleriniz. Hepsini bir arada yürütemeyip kolaya kaçıp işe dönersiniz. Ticaret tatlı gelebiliyor. Sabah git işe başla akşam dön. İş senin işin. Ne kadar çalışırsan o kadar kazanırsın.
Gel zaman git zaman. Düşüncelerimi biraz daha netleştirip yoluma bakmam gerektiğine karar verdim. Ama önümde bir engel vardı. Evet engel. Askerlik. Bu süreci atlatmam lazımdı. Bende başvurumu yapıp askere gittim. Bedelli gitmedim. İmkanım vardı. Sonuçta dükkan benim. Ama geçmişte hesabını yaptığım bir neden ve aslında kendime ayırabileceğim uzun bir zamanda işime geliyordu. İşte o altı ay tam benlikti. Neysa yine dağılmadan devam.
Altı ayda dediğim gibi çok farklı düşüncelerle insan geri dönüyor. Orda farklı insanlar, kurallar, çalışma şekilleri sizi etkiliyor.
Kitaplar okudum, yazılar yazdım. İş planları yaptım. Artık kendi işimin olmasını istiyordum. Evet zaten kendi işimiz vardı. Ama benim kendi mücadelemle kurduğum bir iş olarak görmüyordum. Kuruluşundan beri ailecek hareket ettiğimiz bir yerdi ama yinede işte…
Haziranda askerliğimi bitirip döndüğümde çok karmaşık duygular içerisindeyim. Askerliğim çok iyi geçmişti ve hem özgürlüğü arıyorken bir yandanda bir burukluk vardı. Evet evimdeydim ama orası çok farklı bir etki bırakmıştı.
Kendime geldim mi? Bilmiyorum. Ama çevremdekilerin dönüşlerinde olumlu değişimlerin olduğu söylentileri fazlaydı. Ama ben nötr gibiydim.
Planlarım vardı. O zaman onlar üzerine çalışmalıydım. İş kurmak istiyordum değilmi? Hadi kuralım o zaman. Ama nasıl?
En temelinde bir fikre ihtiyacınız var, bir gelire ihtiyacınız var, bir bir şeye ihtiyacınız var gibi bir sürü madde. Fikrim vardı, maddi yatırımlık parada vardı ama geri kalanlar.
Ben bir işe başlamadan önce o iş hakkında gerekli bilgilere erişmeden adım atmazdım. Yarın bir yere mi gidiyorum. Yol planı yap, mekanları, güzergahları, saatleri bil, planla.
Bir iş mi var. İşin zamanını belirle elimizdekileri belirle, çalışma alanını belirle vb. Plan ve araştırma.
Fikir için zamana ve mekana ihtiyacım vardı. Öncelikli adım bunlarmış gibi başladım.
Mekan arama. İstanbul’da ve Trabzon’da. Sahibinden, HepsiEmlak, Emlakjet gibi sayfalarda o kadar çok vakit ayırdım ki artık sayfaların zaaflarını, artı ve eksi yönlerine kadar en verimli şekilde kullanma yollarına kadar.
Peki mekanı bulursam sonra ne olacaktı. Kurmayı planladığım işle alakalı bilgiler de eksiğim vardı. Hayalimdeki o alana girmeyi istiyordum ama korkuyordum da. Bildiğim şeyler vardı ama bilmediğim şeyler daha çoktu.
Günümüzde çoğu işletme hemen para bulunup 5 dk’lık tartışma ve fikirle açılmış gibi gelebiliyor insana. Ama işin içine girince. Yani evet bizimde bir işletmemiz vardı ve bütün süreçlerinde yer almıştım ama bu işletmenin temelinde Babam bu işle alakalı çalıştığı sektörden yani yayıncılıktan zaten geliyordu. Bir yıl kadar bir süreçte de işletme açmanın gerekliliklerini çözüp büyümüştük. Bir avantajımızda iş yerini devir almıştık.
Devir demek kurmayı planladığınız işe 0 dan olmasada 1–2 adım atılmış gibi başlamak gibi bir şey. Peki ben devir mi alacaktım yoksa sıfır mı kuracaktım işi?
Her iki yoldan da iş üzerinde çok farklı alanlarıda keşfederek öğrenmeye çalıştım. Bilmediğim piyasalarda gezdim. Makinalar hakkında bilgiler edindim. Pazarlar hakkında, mekanlar, zaten var olan popüler yerler. Artılar eksiler. Eğitim videoları, youtube videoları, yerinde konum incelemeleri ve bir sürü şey ile bir iş nasıl kurulur hakkında birçok deneme.
Bankalar, girişimcilik destek programları, krediler, kosgeb. Derken ve derken. İş kurma sürecim uzadı ve ilk birinci ayı aşarak beni farklı düşüncelere iten bir yola soktu.
Bir iş hakkında çok fazla bilgi ediğindiğinizde işin yapılabilirliğini tartışır hale geliyorsunuz. Ben aylık ne kazanırım, günlük kaç müşterim olmalı, aylık giderlerim neler, çalışanlarıma ne kadar maaş verirsem bana ne kadar yük biner. Açılış giderleri artı ilk ayın giderleri sonrası elimde ne kalıyor. Bir müşteri ilk alışverişinde ne alıyor ve ne kadar ödüyor. Veriler, tablolar ve rakamlar.
Evet şuan hangi aşamadayım?
Devam edelim. Bu iş kurma süreci boyunca tabi bizim işletme için kısmen ölü sezondur. Yani eğitim varsa iş var yoksa iş rölantiye döner. Mal alırsın, işyerini güncellersin, eksiklikler giderilir işte. Bende işletmeye gitmeden kendimi tamamen bir iş kurmaya ve kendimi geliştirmeye yöneldim bu süreçte.
Arada gezdik, arada uyuduk, arada oyun oynadık ama akılda hep, ben ne yapacağım sorusu.
İşsiz değildim ama öyle hissediyordum. Eğitimsiz değildim ama eksik hissediyordum. Tecrübesiz değildim ama çok öyle geliyordu.
Başka bir şey yapmam lazımdı. Aynı şekilde sezona devam etmek istemiyordum. Bende hem iş kurmak üzerine hemde farklı bir sektörde çalışmak üzere araştırmalarımı geliştirmeye başladım.
Kendime tam anlamıyla yazılımcıyım diyemiyorum çünkü tam anlamıyla bu alanda bir eğitim bitirmedim. Yazılım mühendisliği okuyup bitirdiyseniz kendinize “yazılım mühendisiyim ben kardeşim” etiketini verebilirsiniz. Ben bir öğretmenlik macerası, ardından web tasarım kodlama ve ardından yönetim bilişim. Öğretmen olmadım. Etiketini kabul etmiyorum. Ama sürekli veya zaman içerisinde kendimi hep uygulama geliştirmeye yönelik geliştirmeye çalıştım.
Kod yazmak ve yazdığınız şeyin çıktısınısı almak yada olurunu görmek. Kodunuzun canlanması, bir işlev kazanması. Bir soruna bir çözüm olması. Bunlar insanı çok tatmin ediyor. Farklı yazılım dillerinde deneyimlerim oldu. C#, C, python, php, html/css, javascript ve swift.
İkinci süreç ise iş kurma planlarını yaparken bir yandan da kendime tam anlamıyla bir kimlik kazandırabilecek bir gelişme kaydetmek. Evet ben bir esnafım, bir pazarlama ve satış sorumlusu yada müşteri temsilcisi. İşletmemizde bunları fazlasıyla tecrübe etmiştim ama asıl aradığım şey bu etiketler değildi. Tamam tam anlamıyla yazılım geliştirici de değildim ama merakım bu yönde.
Çok uzatmadan ikinci bölüme geçelim. Buraya kadar temeli oturtmak gerekti. Bundan sonrası için kaynak noktalar olacak. Devam o zaman.
İkinci bölümde görüşmek üzere.