Sarılmak

Ne kadar oldu olmayalı?

Sarılmak ama nasıl sarılmak biliyor musun? Tüm gücünle, içinden gelen güçle, duyguyla, koruyarak ve korunarak. Sevgiyle, gerçekten isteyerek.

Annenize, babanıza belkide kardeşinize? Hayır mı? Peki sevdiğinize? Öyle sıradan bir arkadaşa sarılır gibi değil. Hey merhaba nasılsın, iyi sen nasılsın ve bir sarılma ritüeli gibi değil.

Ne kadar oldu gerçekten sarılmayalı? Bir kaç dakika, belki bir gün önce, hayır hayır bir ay önceydi.

Ne kadar oldu olmayalı?

Bazen öyle anlar oluyor ki gerçekten birine sarılmak istiyorsun. Sarılmak, ısınmak, kalbini kalbine dokundurmak. Bir olmak için.

Ailenden birine sarılmakla sevdiğin birine sarılmak başkadır. Güçlüdür ama birinde onlar seni korur kollarken diğerinde sen kollar ve korursun, güvende hissetmek ve hissetirmek için.

Ah sevidiğine sarılmak bir başkadır. Sadece sarılmak istersin, sessizce bir şey söylemeden. Öylece kalmak. Onunla bir olmak, gücünüzü paylaşmak ve bir birinize güç olmak, destek olmak.

Bazen kafanı göğsüne yaslamak, bazen sarılıp omzunda uyumak. Neleri vermezdim ki bir daha bir daha yaşamak için.

Hangimiz ne kadarını yaşadı? Belkide hala yaşıyor? Belkide arıyor, hatta hiç olmadı ama o kadar çok özlüyor ve istiyor ki.

Şimdi sarılsana, yanında işte. Öylece sarıl, hiç bir şey söylemeden. Ne kadar güzel değil mi? Sadece sarılıyorsun ve herşey bir süreliğine değişiyor. Gülüyor musun? Bir tebessüm, belkide şaşırma.

Neden şimdi, ne oldu? İyi misin? Evet hemde çok. Peki sen? Evet şimdi daha iyyim. Yeterki sen bana böyle sarıl. Sarılmaya devam et. Bırakma beni.

Hayır. Seni bırakmak istemiyorum. Sev beni. Seni seviyorum.

Seni seviyorum anne, seni seviyorum baba, seni seviyorum sevdiğim.

Seni seviyorum.

Esenlikle kal ey sevgili.